• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cheeselifemagazine
  • https://www.twitter.com/@cheeselifemaga1
  • https://www.instagram.com/cheeselifemagazine1
  • https://www.youtube.com/channel/UCVphzDSCv172cvqPtzyw-4A
Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER
editor@cheeselifemagazine.com
Efsane Geri Dönebilir
22/03/2017


Rivayet olunur ki: Selçuklu askerlerinin Anadolu’nun kapılarını  Türklere açtıkları günlerde uğradıkları bir köyde erenlerden bir kadın onları büyük bir sevinç ve misafirperverlikle karşılar. Onlara ayran ikram eder. Bütün askerler gelen ayranlardan doyana kadar içer, tüm kaplar ayranla doldurulur, yaşlı  kadının getirdiği ayranlar bitmek bilmez, bereketlendikçe bereketlenir…Öyle bir an gelir ki, artık boş bardak ve kap kalmaz. Kadın “doldurun yiğitlerim ,gazilerim, yavrularım!” Dedikçe, onlar da:

“Ana dolu…Ana dolu…” derler.

O gün bugündür bu keramet söylenir durur….

Bu kadim coğrafya, bu Anadolu bereketin, verimin, tarımın ve hayvancılığın da anavatanıdır. O potansiyelini hala koruyor…

Her ne kadar son 40 yılda artan nüfusumuza nazaran hayvancılığımız ve hayvansal üretimimiz gerilediyse de mihrap hala yerindedir.

15 milyona yakına büyük baş, 40  milyon civarında küçükbaş hayvan varlığımız var.

Küçük baş hayvan varlığımızı ikiye katlar et sorunumuz çözebilir, ithalatçı olmaktan çıkabiliriz.

Bir tekstil ülkesi olarak Merinos ırkı koyun varlığımızı daha da artırabilir iz.

Keçi peyniri ve sütünün revaçta olduğu bir dünyada Keçiciliği de geliştirebiliriz…

Geniş topraklarımız ve meralarımız var. Sadece biraz daha etkin kullanılmayı bekliyor.

Hayvancılık demek, et, süt , yapağı, deri ve daha birçok endüstriyel boyutu olan ürün kaynağı demektir.

Yılda 17 milyon ton  civarında süt üretiyoruz. 200 çeşit peynirimiz var.

Peynirin lokomotifliğinde kaliteli ve gelişmiş standartlarsa markalaşmış süt ürünleri üreterek hayvancılıkta geliri yükseltebiliriz.

Her geçen gün dünyada ve ülkemizde artan gıda fiyatları bizi yeni önlemler almaya zorunlu kılıyor.

Küresel iklim değişiklikleri ve artan kuraklık büyük bir tehdit olarak kapıda beklerken biz gücümüzü ve potansiyelimizi iyi değerlendirmeliyiz.

Büyük ve küçükbaş hayvancılığın dışında değerlendirebileceğimiz daha başka üretim kaynaklarımız var.

Arıcılık, kanatlı yetiştiriciliği, organik tarım, organik gübre üreticiliği vb. birçok alanda söz sahibi olabileceğimiz alternatiflerimiz var.

Bağ, bahçe ve diğer tarım kollarındaki büyük potansiyelimiz malum…

Daha birçok kaynağımız var….

Kuşkusuz ekonominin diğer dallarında da gelişmek zorundayız, ama 80 milyonu dışa bağımlı olmadan doyurmak zorundayız.

Genç nüfus bir avantaj ama iyi değerlendiremezsek dezavantaja dönüşebilir.

Genç nüfus aynı zamanda tüketici bir kitledir. Kaliteli protein kaynakları gençlik için olmazsa olmazdır.  Sağlıklı ve besleyici gıda almak ister.

Kırmızı et açığımızı kapatabilir Arap ülkeleri ve Ortadoğu’ya ihracat yapabiliriz. Hayvancılıkta  bölgede  yıldızımız tekrar parlayabilir.

Klasik söylemimizle, un, yağ ve şeker var sadece geriye helva yapmak kalmış…

Başarabiliriz…

İhracatımız artmasa bile kendi yağımızla kavrulabiliriz.

Sadece çiftçimizin  biraz  moral ve güvene ihtiyacı var.

İthalat tedirginliği yaşamadan birkaç yıl nefes almaya ihtiyacı var sadece…

Çiftçimize önünü gösterebilirsek üretimi artırabilir, birçok ürünü ithal etmekten kurtulabiliriz.

Ortak bir akıl ve gayret geliştirilirse yine hayvancılıkta net ihracatçı olduğumuz o muhteşem günlere dönmek mümkündür.

Enerji başta olmak üzere birçok alanda dışa bağımlı olduğumuz bir süreçte, buna ihtiyacımız var.

Bir zamanlar “Kendi Kendini Doyurabilen 7 Ülkeden Biriydik” sözü bir efsane gibi söylenmemeli…

Çünkü o efsane geri dönebilir…

 



1480 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Türk Mutfağından Dünya’ya Kahvaltı Günü - 06/06/2021
Türk mutfağını kimsenin hafife almaması gerektiği bir kez daha anlaşılmış oldu. Çünkü “Dünya Kahvaltı Günü” fikri sonunda bizim mutfağımızdan çıktı.
DÜNYA’NIN GÜNÜ - 02/05/2021
Dünyadan başka dünya yok…
Peynir Baharı - 23/05/2020
Korona günlerinde net bir şekilde anlaşıldı ki, makineler, arabalar ve markalı telefonlar yenilmiyor. İnsanlar marketlere ve daha çok temel gıda maddelerine hücum etti.
Peynir korona virüse meydan okuyabilir mi? - 19/03/2020
“Peynirin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri var mı yok mu? Sorusunun cevabı aranabilir. En iyisi gelin bu sorunun cevabını birlikte bulmaya çalışalım ve yorumu birlikte yapalım.
Dünya Küçüldü Virüsler Büyüdü - 17/03/2020
Küreselleşme hastalıkların da hızlı yayılmasını sağladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Domuz Gribi, SARS, MERS gibi hastalıkların adını dünyada bilmeyen kalmadı.
Fondü Fondü Dedikleri… - 19/08/2018
Fransa’dan ve İsviçre’den hatta İtalya’dan gelenler hemen başlarlar tavsiyeye: “Fondü yemeden dönmeyin”. Gezi bloglarında dolaşırken de bir fondüdür tutturmuş gidenleri görüyoruz.
Mersin ilimiz ve peynir - 30/01/2018
Mersin deyince akla hep sebze -meyve, liman, turistik yerler ve deniz gelir. Oysa Mersin’de bir yörük memleketi olup Toroslardan gelen lezzeti de vardır. Keçisi ve koyunu da vardır. Özellikle keçi sütü ve peyniri, koyun yoğurdu ile meşhurdur.
Şaka gibi gelen yıl - 31/12/2017
Dışarıda gürültü ile yağan yağmuru duyunca, bu meşhur deyimi biraz değiştirip “bir yılıma daha girdim” de diyebilirsiniz.
Doktora Baytar Diyenlere - 12/11/2017
İşini iyi yapmadığı düşünülen insan hekimlerine “Baytar” deme sendromu hala devam ediyor. Geçenlerde bir gazetenin köşesinde de aynı sendroma rastladım. Doktoruna kızan hemen “Baytar” diyor. Bu kinayeyi başka meslekler için pek kullanmıyorlar.
 Devamı