Metin ÖZTÜRK
info@cheeselifemagazine.com
Gaytar mene genjliğimi
01/06/2018 Peynirin ortak hafızasını oluşturmak bizden sonraki nesillere bir şeyler bırakabilmek kayda değer şeyler yaratabilmek için insanüstü bir gayretle hiç bir maddi kaygı gütmeden bütün Ülkemizi dolaşıyoruz. Bu gezilerimizde yeni yeni yerler keşfedip yeni yeni insanlar tanıyoruz. Bir peynir havzasının tam ortasında olan Artvin ilini büyüteç altına aldık baktık ki Artvin bir peynir şehri ancak bundan Artvin'in ne yazık ki haberi yok. Artvin'in bir peynir şehri olduğunu keşfedip yolumuzu Artvin'e çevirdiğimizde Ahmet Amca ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk. Yolumuz Artvin'de Ahmet Meriç amca ile kesişti, hem ne kesişti. Ahmet Amca Artvin Merkezde küçük bir dükkanda yıllardır süt makineleri tamir ediyor. Sadece süt makinesi tamir etmiyor Ahmet Amca aklınıza ne gelirse tamir ediyor zaten dükkanın içinde muşambadan eski radyoya, süt makinesinden, soba borusuna kadar ne ararsanız var. Ahmet Amca 90 yaşına yaklaşmış yaşı ile bizi büyük bir sevgiyle karşıladı, sohbetimiz ilerledikçe bizde kendi dünyamızda derinlere daldık. O anlatıyor biz dalıyoruz kendimizi bir zaman makinesinin içinde hayal ile gerçek arasında bir yerde buluyoruz, O anlatıyor. Ahmet Amca ile sohbetimiz bizi dinlediğimiz bir azeri şairin şiirine götürdü. Dünya dillerinden bazılarının şiirlerini dinledim ünlü şairlerin şiirleri, ancak Azeri şiirleri kadar hiç birisi duyguyu tam veremiyordu. Belki yanılıyorum dur ancak Azeri şiirleri türküleri gerçekten insanın "Hah bende bunu arıyordum" dediği cinsten yazılmış eserler. "Yağmur" şiiri de böyle bir şiir. Yağmur sicim gibi yağarken şaire neleri hatırlatıyordu. Bu şiirde Şair yağmura yalvarıyordu, özetle eski günlerini ve sevgilisini özleyen şair yağmur yağınca duygulanmış ve yağmurun kendisini gençliğe geri götürmesini istiyordu. Yada yağmurun gençliğini geri getirmesini istiyordu. Şair, şiirinin bir kısmında şöyle diyordu “Yağ ginan sen yağa yağa islad gene paltarımı-Gaytar mene genjliğteki öz ehdimi ilgarımı” yürekleri cız eden bu sözlerin açıklaması yaklaşık şöyle “yine eski günlerdeki gibi yağıp elbiselerimi ıslat ve bana eski gençlik günlerimdeki sevgilimi ve gücümü geri getir” İlgar yani gençliğin en muntazam zamanındaki insanın gücü... Bir söz ejderhası tarafından yazıldığı belli olan şiir gerçekten insanın içine işliyordu. Ahmet Amcanın sohbetiyle birlikte Beni düşüncelere garkeden şey ise şuydu, şair neden gençlik günlerine dönmek istiyordu. Her yaşın belli bir güzelliği vardı ancak genelde insanlar hep gençlik zamanlarına dönmek istiyorlardı. Kime sorarsanız sorun gençliği ile ilgili olarak birçok anı anlatır bunun birçoğu yalandır ve kendi uydurmasıdır ama yine de anlatır, gençlik günleri kötü geçse de özler. Niçin? Öyle anlaşılıyor ki insanların gençlik günlerini özlemelerinin birçok sebebi var ancak kimsenin farkında olmadığı bir hususla bunu istediklerini kimse bilmez ve farkında olmaz. Evet, insanlar gençlikte sağlıklıdırlar, güçlüdürler, güzeldirler, yakışıklıdırlar ancak bunlardan daha önemlisi “Kaygısızdırlar” kaygı nedir bilmezler. Sonsuza kadar hep böyle kalacaklarına inanırlar ve yeryüzündeki hiçbir şey onları kaygılandırmaz gerçekten kaygılanacakları şeyler olsa bile bunu bir şekilde çözeceklerine inanırlar. Ama yaş ilerleyip de gençlikte hayal ettikleri hiçbir şeyin umdukları gibi çıkmadığını anlamaya başladıkları zaman, başka bir dünya olduğunu gördükleri zaman kaygılar başlar. Kaygı... İnsanı yiyip bitiren illet. İnsana hayatı zehir eden illet. Aslında söz ejderhası Azeri şair yağmurdan şunu istiyor “Yağ ve bana kaygısız günlerimi geri getir” Sevgili bahane... |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
AYDERS - 25/04/2024 |
Ayder yaylasında bir hafta sonumuzu geçirelim dedim ama gittiğime pişman oldum. Ne olmuş o güzel beldeye. Yaylanın yerinde yeller esiyor. Yaylanın yerine bir şehir kurulmuş ki sormayın. Biz kaçıp kurtulduk AYDER orada kaldı. |
Emoji artık bir dil oldu - 30/01/2023 |
Dijital yaşam bizi mağara devrine geri gönderdi. Mağara resimlerinde bir şeyler anlatmak için resimler çizilirdi, günümüzde ise emojiler aynı işi yapıyorlar. Bakalım dijital yaşam konuşmayı da bitirebilecek mi? |
Teknoloji ve Gerçeklik Duygusu - 25/04/2021 |
Teknolojinin akıl almaz bir hızla gelişmesi sonucu insan gerçeklik duygusunu kaybediyor. “Hayal mi görüyorum yoksa bu gerçek mi?” diye kafası karışmayan insan artık yok gibi. |
Peynir ve Turizm - 10/03/2020 |
Gastro-turizmin, eko-turizmin, agro-turizmin, peynir bütün turizmlerin öznesi yapılmalıdır. Bunun için öncelikle peyniri kahvaltı menüsünden çıkarıp mutfağa sokmalıyız hemde tüm gün boyunca. |
5.Yılın Düşündürdükleri - 25/11/2019 |
Türkiye'nin ilk ve tek peynir dergisi "Cheese Life Magazine" 5.yılına sessiz sedasız girdi. Amacımız Türkiye'deki peynirin ortak hafızasını oluşturmak. |
Peynir bir kültürdür - 19/06/2019 |
Yıllardır peynirin ülkemizde katma değeri yüksek, istihdam kabiliyeti yüksek batılı devletler ile boy ölçüşen bir ürün olması için çaba harcıyoruz, bunun için dergimizle, kitaplarımızla, makalelerimizle, söyleşilerimizle her zaman sahadayız. |
Robot Spiker - 13/11/2018 |
Dün gazeteleri şöyle bir karıştırırken ilginç bir haber gözüme ilişti, Çin’de robot spiker ilk haberini sunmuş (!) |
Aile İşletmelerinden Kurumsal İşletmelere -2- - 16/09/2018 |
Bitlis 1.Peynir Fuarına panelist olarak katıldık. Panel konumuz “Aile İşletmeciliğinden kurumsal peynir işletmeciliğine geçiş” ti. |
Artvin'e Mütayit girer mi? - 19/08/2018 |
Artvin'de de aynı tehlikeyi görüyorum. Yahu Artvin'de arazimi varki mütayite verelim dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet var, hemde büyük bir tehlike ile birlikte var. Şimdi turizm moda ya |
Devamı |