Prof.Dr.Yavuz ÖZTÜRKLER
editor@cheeselifemagazine.com
Fondü Fondü Dedikleri…
19/08/2018 Fransa’dan ve İsviçre’den hatta İtalya’dan gelenler hemen başlarlar tavsiyeye: “Fondü yemeden dönmeyin”. Gezi bloglarında dolaşırken de bir fondüdür tutturmuş gidenleri görüyoruz. Hatta bir defasında peynir konusunda ne kadar bilgi görgüsü olduğunu ifade etmek isteyen bir tanıdık fondü yediğinden övünerek bahsetmişti. Fondü meşhur bir Avrupa tatlısı veya yemeği olarak biliniyor. Çikolatalısı ve peynirlisi var. İki zıt temalı bir çeşit mutfak ürünü. Çikolatalısı tatlı diğeri tuzlu, birine tatlı derken diğerine ancak yemek diyebiliyorsunuz. Fondü özellikle kışın soğuk aylarda yenilen olgunlaşmış peynirle yapılan meşhur bir İsviçre yemeği olarak da belirtiliyor. Uzun zamandır duyduğum bu fondüyü kafamda bir yere oturtamıyordum önemli ve zor yapılan bir şey olduğunu kafamın bir köşesinde tutuyordum. Gün geldi yolumuz İsviçre’nin büyük kantonlarından biri olan Cenevre düştü. Bu kadar fondü lafı duyduktan sonra bir peynir dergisi editörü olarak fondünün tadına bakmadan ve bunun ne menem bir şey olduğunu anlamadan görmeden olur mu? Diyerek gezinin bir yerinde fondücü aramaya başladım. “Aramaya başladım ” cümlesini lafın gelişi söyledim, çünkü her yerde fondücü bulmak mümkün.Hemen hemen her restoranda ve bir köşe başındaki kafede sipariş edebilirsiniz. İlk gördüğümüz ve önünde akardeonla birşeyler çalıp söyleyen bir adamın olduğu bir fondücüye girdik.. Çikolatalısı da olan, bir yapım seti de bulunan lezzeti övüle övüle bitirilemeyen bu şeyin tadına bakmak için siparişi hemen verdim. Önce kızım da tadına baksın diye çikolatalısını istedim ama o çeşidini yapmadıklarını yalnızca peynirlisini sunabileceklerini söylediler, çare yok mönü tek çeşit olunca olsun dedik ve peynirlisini istedik. Sempatik ve güler yüzlü bir garson yaklaşık 15-20 sonra servis edebileceklerini belirtti.Onca duyum, tavsiye ve övgüden sonra meşhur fondünün tadına bakmak için akardeondan gelen melodilerin eşliğinde sabırsızlanıyorduk. Bu arada akardeon çalan adam bana iyice yaklaşarak başımda çalmaya başladı ve bana bakarak gülümsedi ardından Türkçe konuşarak Türk müsünüz? Diye sordu. Çok şaşırdım, “evet” diye cevap verdim ve ekledim siz de Türk olmalısınız deyince , hayır ben Romanyalıyım diye karşılık verdi, ben ikince kez şaşırdım. Cenevre’de Türk arkadaşları çokmuş ve Türkçe’yi de onlardan yarım yamalak öğrendiğini ve birkaç kez İstanbul’a gösteri için geldiğini ifade etti. Ama adam o kadar Türklere benziyor ve öyle güzel Türkçe konuşuyordu ki bu duruma pek anlam veremedim, adamla laflarken bu arada fondümüzde gelmişti. Önce yanan bir ocak ve yanında fondü yeme çatalı, küp şeklinde doğranmış ekmekler koydular sonra derin emaye bir kapta dumanı üstünde tutan fondüyü getirdiler ve hafif ateşin üzerine koydular. İçinde uzunca bir tahta kaşık vardı. Ben başka değişik bir şeyler de getirecekler diye düşünürken hepsi bu dediler. İçecek olarak da çay verdiler. Bana göre dağ fare doğurmuştu. Neyse biz bu anın tadını çıkaralım, fondünün tadına bakalım dedik ve ekmeği ocağın üzerinde cızırdayan ve hafif fokurdayan fondüye banalım diye yöneldiğimizde derince kabın dibine baktığımızda bir şeye benzetemedik ve ekmeği fondü çatalına takarak bandık. Ağzımıza götürdüğümüzde çok sıcaktı dilimizi yakabilir diye epey üfleyerek yemeye çalıştık ama yine de dilimizi yaktı. Zar zor tadına baktığımızda bu tadın bize hiç uzak olmadığını anladık. Bu bizim mıhlama ve kuymağın bir benzeriydi. Hatta bizim mıhlama ve kuymak bundan daha lezzetliydi belki. Ama birçok şeyde olduğu gibi Avrupalı peynir eritmesini de pazarlamasını ve dünyaya meşhur etmesini başarmış. En çok kızım hayal kırıklığına uğradı. Ben de utanma pazarına yedim yemesine ama pek beğenmedim. Bunda sanıyorum çok acıkmamış olmamamın ve beklentimin yüksek olmasının etkisi de vardı Sanırım Temel olsa mıhlama için şöyle derdi: -Haçan burda Fondü diyiler oğa… 30 yıl önce İstanbul’da kumpir çıktığında merak edenler bunun közlenmiş veya fırında patates olduğunu görünce şaşırmışlardı ya, işte bizde bunun basit bir peynir eritmesi olduğunu görünce hafif bir şaşkınlık yaşamıştık. Ayrıca, yurt dışı gezilerimizde gördük ki, bizim elma dilim patatesi tereyağında yumuşak bir şekilde pişirip lezzet veren basit soslarla sunuyorlar, adına Hollanda’da patapat, İspanya’da patatas bravas tapas diyerek mönülerinin baş köşesine koyuyorlar ve turistler de kapış kapış sipariş veriyorlar. Peynir işinde de olduğu gibi Avrupalı işini biliyor.Bizim birbirinden leziz, doğal ve kendine özgü yaklaşık 200 çeşit peynirimiz olmasına rağmen Avrupalı kadar peynirimizi tanıtamıyor markalaştıramıyor ve pazarlayamıyoruz. Uzun sözün kısası, akardeon melodisi eşliğinde fondüyü bitirmeye çalıştık ve yaklaşık 35 Euro vererek masadan kalktık. Böylece, bir fondü macerası yaşadığımız Cenevre’de epeyce dolaşarak fondünün “ağırlığını” atmaya çalıştık. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Türk Mutfağından Dünya’ya Kahvaltı Günü - 06/06/2021 |
Türk mutfağını kimsenin hafife almaması gerektiği bir kez daha anlaşılmış oldu. Çünkü “Dünya Kahvaltı Günü” fikri sonunda bizim mutfağımızdan çıktı. |
DÜNYA’NIN GÜNÜ - 02/05/2021 |
Dünyadan başka dünya yok… |
Peynir Baharı - 23/05/2020 |
Korona günlerinde net bir şekilde anlaşıldı ki, makineler, arabalar ve markalı telefonlar yenilmiyor. İnsanlar marketlere ve daha çok temel gıda maddelerine hücum etti. |
Peynir korona virüse meydan okuyabilir mi? - 19/03/2020 |
“Peynirin bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri var mı yok mu? Sorusunun cevabı aranabilir. En iyisi gelin bu sorunun cevabını birlikte bulmaya çalışalım ve yorumu birlikte yapalım. |
Dünya Küçüldü Virüsler Büyüdü - 17/03/2020 |
Küreselleşme hastalıkların da hızlı yayılmasını sağladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Domuz Gribi, SARS, MERS gibi hastalıkların adını dünyada bilmeyen kalmadı. |
Mersin ilimiz ve peynir - 30/01/2018 |
Mersin deyince akla hep sebze -meyve, liman, turistik yerler ve deniz gelir. Oysa Mersin’de bir yörük memleketi olup Toroslardan gelen lezzeti de vardır. Keçisi ve koyunu da vardır. Özellikle keçi sütü ve peyniri, koyun yoğurdu ile meşhurdur. |
Şaka gibi gelen yıl - 31/12/2017 |
Dışarıda gürültü ile yağan yağmuru duyunca, bu meşhur deyimi biraz değiştirip “bir yılıma daha girdim” de diyebilirsiniz. |
Doktora Baytar Diyenlere - 12/11/2017 |
İşini iyi yapmadığı düşünülen insan hekimlerine “Baytar” deme sendromu hala devam ediyor. Geçenlerde bir gazetenin köşesinde de aynı sendroma rastladım. Doktoruna kızan hemen “Baytar” diyor. Bu kinayeyi başka meslekler için pek kullanmıyorlar. |
Gıda, Kırsal Kalkınma ve Göç… - 19/10/2017 |
Diyeceksiniz bu üç kavramın birbiriyle ne ilişkisi var?... Açıklamaya geçmeden birkaç ortak kabul gören gerçeklerle başlayayım yazıma… |
Devamı |